EYNELLİ KÖYÜ
  şukur ve hamd
 

Ş  Ü  K  Ü  R   v e   H  A  M  D

 

Şükür mutlaka elde edilen bir nimet karşılığında yapılır.Halbuki Hamd bir kudretin nimet ve güzelliğin   kaynağı ve sahibi olduğunu bilmemiz durumunda,nimet ve güzellik,fiilen bize ulaşmasa da yapılmaktadır.Bu yüzden ALLAH'a hamd her hal ve şartta,şükür ise bize ulaşan  nimetler karşılığında yapılır.Şükür'ün sözlük anlamına bakacak olursak : görülen iyiliğe karşı  gösterilen memnunluk,minnetkarlıktır.Şükür türkçede teşekkür etmektir.

(Dilemek,almak değildir : bilmek almaktır.Verilene şükür etmek,ALLAH'ını sevmektir.

Sevgi : ALLAH'ıma ibadete eşdir.Sevgi ile bakmasını bilen gerçek ibadeti bulmuş demektir  çünkü o : her baktığı yerde yalnız  O'nu görür.Sevmeden hiçbir şeyi tam yapmış olmayız, öyleyse sevmek de hamd etmektir.)

                                       Kendisine bir nimet ihsan olunan kimse,ALLAH'a hamd etsin.

İnceleyecek olursak Hamd'da şükür vardır ama şükürde Hamd yoktur.Hamd,YARATICI dışında hiçbir şahıs ve kuvvete yöneltilmeyecek bir şükür türüdür.Hamd,nimetleri sınırsız ve sonsuz olan KUDRET'e yapılır ki,o da ALLAH'tır.Demek oluyor ki,hamd,ALLAH'ın TANRILIK vasfının sayısız hikmetlerini düşünerek TANRILIK sıfatı ve kudretini övmektir. Bu yüzdendir ki,ayette " ben hamd ederim " veya " biz hamd ederiz " yerine " hamd ALLAH'a mahsustur " gibi,evrensel değerde bir ifade kullanılmıştır

                                         Kasas suresi,70.ayette :ilkte ve sonda da hamd,ALLAH'a mahsustur

Rum suresi,18. ayette ise :ve hamd yalnız insanlık dünyasından değil,bütün varlıklardan YARATICI'ya yükselmektedir,diye bahsedilmektedir.Bu noktaları değerlendiren KUR'AN müfessirleri : hamd'ı, " eşi benzeri olmayan ilahi rahmete duyulan fıtri övme ve yüceltme duygusu " şeklinde ifade etmişlerdir.

                                          KUR'AN , Yunus suresi 10.ayetinde,ALLAH'a inananların " son söz ve isteklerinin alemlerin RABB'i olan ALLAH'a hamd etmek olduğunu " söyler.

Bütün bunları okuduktan sonra düşünelim : aceba şükür ve hamd etmek yalnız söz ile kafi midir ? elbet de değildir,muhakkak amel etmek ( hale vermek ) şarttır.Peki ameli nasıl yapacağız ? Sıfatları ile sıfatlanarak.Sıfatları ile amel edebilmemiz için önce sıfatlarının ne olduğunu öğrenmemiz lazım.Adem aleyhisselam dünyaya gönderildiğinde,ALLAH melekleri ile ona 7 renk örttü,yane 7 sıfatını verdi,Adem gözünü açtı ilk sözü ALLAH oldu.

Bizler de ilk bu 7 sıfatıyla amel etmeye başlayalım ki,diğer sıfatlarını sıfatlanmamız kolaylaşsın.Bu 7 sıfat nedir,öğrenelim.

                                         (  EDEP :güzel ahlaktır.

                                                       MUHABBET :ALLAH'a duyulan aşk.

                                                                               ASALET :soyluluk,köklü,temelli olma. 

ADALET :doğruluk,HAK'ka riayetkarlık.

                  SAHAVET :elaçıklığı,cömertlik.

                                      MERHAMET :karşılık beklemeden yardımlaşmak.

                                                                ŞAHADET :birşeyin gerçekliğine inanmak,din uğrunda ölme,şehit olma.)

(Yedi renk ( sıfatları )her kulun arkasından koşar,kimi gönlünü açar,kimi bana ne der .

Sonsuz şükür ALLAH'ım dedik,nasibimiz olana katlandık.Katlanmaktan maksat : tevazu, edep,muhabbet hepsini bir araya getirip gönlünü sadece gerçeğe adamak.)  

                                         ( Şahadet nedir ? O'nun verdiğine,senin aldığına şükrün şahittir.

Kelime-i Şahadet,odur : ALLAH'ım,kainatta olan cümle VARLIĞIN , şükrüme şahit olsun.

Kaynak ararsan bulursun,sular ile gark olursun : öylece " şükür ALLAH'ım " der, her zerrende aldığın ile övünürsün.Çölde susuz kaldı isen,”dost oldum ALLAH'ım,her zerrem ile  diledim...” dersen,çöl ortasında suya kavuşursun ALLAH'ıma hamd edersin.

Şükürde selamet,hamdda keramet vardır.Hamd yalnız ALLAH'a dır.Şükrünüz ahiretinizi aydınlatsın.Sevdiğine şükür,üzgün günde hamd.Hamd ki,daha kötü değil.)

Hamd sözle gereği kadar ifade edilemez,ancak yaşanır.Bütün varlıklar ve oluş,YARATICI kudrete bir hamd seyri içinde olmakla birlikte en mükemmel hamd,en mükemmel olan insandan zuhur eder.Böyle olunca,insanların en seçkinleri olan nebilerin hamdleri en ileri hamd katagorisinioluşturur.En büyük nebi Hz.MUHAMMED'in hamd'ının,varlıkların hamdinde zirve olduğunu söylemek gerekir.Bilindiği gibi Hz.Peygamber'in esas ismi MUHAMMED de hamdedilen kişi anlamındadır.Ayrıca o'nun isimlerinden birinin de Ahmet olduğunu KUR'AN bize haber veriyor.O yine KUR'AN'ın beyanına göre,Makam-ı Mahmud'un ( hamd edilen makam ) sahibi olarak Mahmud diye de anılmaktadır.

                                        Son Peygamber hem en ileri derecede ve en güzel biçimde hamd eden ( Ahmet ) olmanın yanı sıra,kendisine hamd edilen ( MUHAMMED ) bir varlık olarak da seçkindir.Nimet verilendir...(.Mümin olan,her verilene " şükür " der,daha az alanı düşünür.

Daha çok alana baktınmı,huzurun kaçar.Huzursuzluk olmayanı aramaktır.Olana şükür et ki, çevresi genişlesin.)

(ALLAH'ımın yolunda olan : elbet ALLAH'ım için duacı olur,aldığını kuluna verir,olsa da – olmasa da şükür eder,verdiğinin yerini dolu bulur.Her olaya güzel diyelim,olmasa baklava börek,ekmek soğan yiyelim....Bilelim ki,O'ndan geldik,O'nun verdiğini yedik,şükrüne durduk

YARATAN gözetir,kahrımızı silelim : bir lokmaya sahip isek,” şükür ALLAH'ım " diyelim.

Lütfundan sorgumuz yok,gelenden kaygumuz yok,O'nun vereceğinden şüphemiz yok.)

                   

                   ELHAMDULİLLAH DİYELİM,HER GELENE ŞÜKREDELİM.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol