EYNELLİ KÖYÜ
  bayanlar la el ele sıkışmak
 

Kardeşlerim,ana baba evlat konusunu detayları ile yazmaya kalksam bu konuyu okumak saatleri alacağından,konuların ana hatlarını yazarak sizleri biraz düşünceye sevkederek herkesin kendi idrakine göre yazıyı anlamasını ve hayatında uygulamasını arzu ettik Uygulanmayan bilgi kişiye yük getirir,inşallah hepimiz bu bilgileri halimize veririz.

(Eşimi,önce hatun,sonra ana diye sevdim.Sevgim – saygıya döndü ,saygıyı hudutsuz bildim.

Kadın değişir,ana değişmez.Kadın diye sevmezsen,ana diye say.Sen – kadınını ana diye sayarsan , köklü evlat yetiştirmiş olursun..)

( Dama taşı olsun....'' demeyin,eşlerinizi öyle görmeyin.Sözü diyen,yediği aş gibi pişirmeye çalışmalı,öyle demeli.'' Erkek hatundan üstündür...'' diyene söyliyeyim : Asla...Erkeğin bünye gücü var ise, hatunun dayanma gücü olur.ALLAH'ım erkeği,hatuna koruyucu diye yarattı.Her hatun el açar,'' ALLAH'ım,YARDIMCIM ol...'' der.Erkek ; gücü kendinde bulur

ermesi onun için güçtür.ALLAH'ımın EMRİ'dir : kadın sesini , erkek nefesini , eşinin hizmetinden ayıramaz.( ‘' Ses ‘' nedir,'' Nefes ‘' nedir ? ) sesini yüksekten alan kadın, yuvanın temelini sarsandır.( Bağırıp,çağıran,kapris yapan,hezeyanda olan kadın kasdediliyor )

Nefesini sayıda tutan erkek,yuvanın bakımından uzak durandır,( kendisini ailesinden uzak tutan erkek kasdediliyor ) Yuvaya kadın sesi ile güzellik verir ;karga ile bülbül misali...

Nefesini işinde kullanan erkek , kendi yuvasında huzur bulur,'' önce yuvanda,sonra komşuda,mahallede ve çevrende ‘' barış içinde ol.)

(Eşin,eşten ayrısı olmaz.Eş ile danışılır,uygun yol buluşulur.Koca değil,eş dedim.Eş demek

Eşit demek tir.Bir elma misali,ortadan kesersen bölünür.Bölmek değildir maksat,bütün sahip olmaktır.)

( ANA'NIN KALBİNDE,ALLAH'IMIN NUR'U VARDIR ‘'.Her ana,yavrusuna PİR misali yardımcı olur.Ana rızası her merhalede alınır,ana hakkı her sorguda sorulur,hatalı olsa bile,hatayı yavrusunun hakkı için yapmıştır.)

ALLAH'IM ana kalbinde kendi nur'unu kırk defa arttırır : ana kalbi kıranda,kırk defa

Eksiltir.Ana'nın her zerresi,yavrusunun her zerresine niyazdadır.Kulunun bilerek düştüğü hatada,kendini hatasızlık gururuna  kaptırmaması gerekliliğine götürür.Kadın,dünya halinde yaratan – yaratıcı vasfını taşır,çünkü doğurur.Annenin duasını al ki,gülesin,iki alemde olasın.Duaların en makbulüdür,ananın ki.Yolun bitende,hesap sorulanda,muhakeme kurulanda sorulur : Ana duası alanı,yüzünü güldüreni ayırın,öyle kulu kayırın,hesabından düşürün  ahireti gösterin.)  

(Uymak,eşlere düşer.Münasip,budur.Eş demek,hanım demek midir ? Karşındakini mutlu etmektir vazifen.Eş alırken,her yol için yolunu açarsın,eşini mutlu edeceğim diye alırsın.

Vazifeni yaparsan,herşeyin üstünde mutlu olursun.Evlilik : yuva kurmak,binaya girmek değildir.Binayı yolunca açıp,mesut kulların neşeli,manevi kuvveti yüksek yavru yetiştirmek

Yalnız,değil örnek olmak,örneği yuvada vermek gerekir.)

(Yavruyu yuvaya veren kim,yuvada olanı gören kim,eşini - kuluna nasip eden kim ?

Hep YARATAN'IM . ‘' Hayrımı....'' dersen,yavruya iyi örnek olursan : eşin de,yavrun da,

sen de mutlu olursun,ALLAH'ımın kutlu kulu olursun,olay budur.)

                    (Yavrunuzun önce gayesini öğrenin,kapalı hevesini bulunuz.Çocuk : ne okudu diye akıllıdır,ne okumadı diye aptaldır.CEMİYETE NAMUSLU VATANDAŞ YETİŞTİRİLSİN,DİPLOMALI DEĞİL.KUR'ANIı sopa ile öğreten hocaya önce kulu –

ona sevdirmeli,sevmeyi öğretmeli.Öğreneceğini kulu sevenden öğren ki,doğruyu bulasın.

Günde de öyle : öğretmen denir,asık suratlı görülür.Öğretmen : önce  kendini sevmeyi bilmeli

sonra öğretici olmalı.Sevilen çocuk tez öğrenir.Çocuğun oyunu çocuğa yaraşır,çocuğa hak tanımalı ki , çocukluğu hoş geçsin.Çocukluğu hoş geçen,gençliğe dinç girer.

Müsterih olasınız  gençleri sevesiniz,sevgi gösteresiniz ki,yozluktan sıyrılsın.Onlar sizin kanınız,onlar sizin canınız,seviniz.Günah : onlara korku aşılıyanda ,sevgiyi unutturanda.)

(‘' Yumuşak öğretmen , gevşektir ‘' denir.Ne yanlış.Yumuşaklıktan maksat SEVGİ'dir,

SEVEN'dir.Sevenin dersi,çabuk okunur.)

(Baba sözü haktır,HAKK'ı bildikçe.Yumuşaklık,yolundaki taşı ittikçe umduğun gibi olur.

Söze hacet olmasa,ana – baba  süsmüdür ? Söz de edilir,tokat da atılır : ne var ki,

‘' sabır....sabır ‘' dersin,son çareyi tokatta bulursun.Yalnız unutma,tokat dahi ALLAH'ımın

İZNİ ile atılır.''ALLAH'ım ‘' dersin,İZNİ'ne  sığınılır.)

(Adam yavrusu,yol bilip,yön bulur : sanki anaya – babaya dayanmazsa devrilir.Zavallı gafil kullar,nasıl da yanılır.Umut verin yavrularınıza,kötü misal değil : ALLAH'ın VARLIĞI'nı bildir,kendi büyüklüğünüzü değil.Büyüklüğünüzü ata olarak öğretin.Aranızda yolcu olmayan var mı ? Yavrulara çamur deryası değil,çiçek bahçesi gösterin.Terbiyeninimanın temeli olduğu bilinmeli.)

(Ana – baba dünyada vazifeli.Sevabını – günahını,önce yavrusundan alır.Kundak sarmakla,

mama vermekle analık bitse : mama almakla,elinden tutup yürütmekle babalık bitse kolay olurdu.Yolun gidişine çekmek,gönül yolunu açmak : zorludur.Yumuşak olalım,yuvada sükunet kuralım : yavrularla arkadaş olalım,derdini paylaşalım.)

(Yavrunu korkuyla yalana sürükleme,korkudan yalan söyleyene,kızma.Üstüne yürürsen

it olur,sürürsün.Evladına suçu hatırlatmak,hatayı kökünden koparmaktır.Olgunluk : suçlu

aramak değil,hatanın kökünü bulmaktır.Akıllı olanın  karıştığı görülmez,ananın verdiğine baba karışmaz,babanın verdiğine ana ses vermez.Evlat büyütmenin kaidesi,hatasında  dövmek

değil , hatayı işlemesinin sebebini çözmektir.)

 

( YAVRUYU DOĞURAN DEĞİL,DOYURANDIR ANA......ANAYI YUMUŞAK BİLEN,ANA'DA  RABB'İMİN SÖZÜNÜ BULAN  : BEKLEDİĞİ HER GÜNDE

                                        ALACAĞI RAHMET'TİR)

 

Can kardeşlerim !

Her şeyden önce sık sık " Ben dünyaya niye geldim ? ne yapmam gerekir ? neyi bulmaya geldim ? nereye döneceğim ? ben bu et kemikten mi ibaretim ? ben neyim, kimim ? " diye düşünüp kendimize dönüp bu sorularımızın cevaplarını aramaya başlayalım. Bu soruların gerçek cevaplarını bulmaya başladıkça hayatımızın daha güzel geçmeye başladığını görüp huzurlu olacağız. Önce kendimizi bilip kendimiz ile olan kavgamızı bitirelim, kendimiz ile barışık olmadan, kendimizi sevmeden, etrafımız ile barışık olamayız, etrafımızı sevemeyiz. 

Maalesef görüyoruz ki, gençlerimiz bir boşluk içinde sevgi, saygı ve edep'ten yoksun bir şekilde yaşıyorlar. Peki bunda biz büyüklerin hiç mi suçu yok ? esas suçlu olan bizleriz çünkü bu güzel değerleri onlara öğretmedik. Seviyorum demekle sevmiş sayılmayız. Önce SEVGİ sözünün neler  içerdiğini tekrar öğrenip gereklerini yapmalıyız. Sevgi sözcüğü tek başına bir değer teşkil etmez, sevgiyi meydana çıkaran o güzel değerler yaşanır hale getirildiğinde gerçek sevgi işler hale gelir. Zengin olan bir aile çocuğuna bol para vermekle ve onun her isteğini yapmakla acaba ona sevgisini mi vermiş oluyor ?

Canlarım ! çok uzun bir zamandan beri unuttuğumuz SEVGİ'yi dilden düşürüp uygulamaya geçirme zamanı gelmiştir, uygulayalım diyoruz çünkü herkes sevdiğini zannediyor amma sevgi nedir ? nasıl işler ? bunu çok az kişi biliyor. Düşünün bir ailede anne – baba çocuğunu kendi çıkarları için kullanıyor ! çocuk anne – babayı ve kardeşlerini kendi çıkarları için kullanıyor. Bu durumu etrafımızdaki ailelerde ve günlük yaşamımızda çok sıkça görüyoruz.

Anne – baba çocuğa örnek olmalı. Çocuğa " yalan söyleme " deyip, anne – baba yalan söylerse…….ne kadar inandırıcı olurlar yavrularına ?

Evde ALLAH konuşulmuyor, neden dünyaya geldiğimiz ve ALLAH'ın bizim nasıl davranmamızı istediğini çocuklarımıza öğretmiyorsak. Onların nasıl iyi bir insan olmalarını bekleyebiliriz ki. Bir çocuk doğurmakla anne olunmaz, bir çocuk doğurtmakla da baba olunmaz.

" Çocuğumuzu öyle bir sevgi ve şefkat ile karşılayalım ki ; eve geldiğinde, en güzel yere geldiğini hissetsin, güven ve mutluluk duysun.”

Yavrunuzun önce gayesini öğrenin, kapalı hevesini bulunuz. Çocuk: ne okudu diye akıllıdır, ne okumadı diye aptaldır. CEMİYETE NAMUSLU VATANDAŞ YETİŞTİRİLSİN, DİPLOMALI DEĞİL.

Yavrularınıza sevginizi gösterin, sevginizi hissetsinler, koklasınlar. Onlarla dost olun, iki arkadaş olun. Büyüdüklerinde onların büyüdüklerini ve kendilerine ait bir hayatları olduğunu kabul edip, yaşantılarına müdahale etmeyin. Bir yanlışlık yapacaklarını gördüğünüzde tatlılıkla ve nedenini izah ederekten onları aydınlatın ama onları yönetmeye kalkışmayın. Hele evlenip bir yuva kurmuşlarsa asla onların hayatına karışmayın, onları doğurmanız onların hayatlarına karışma hakkını size vermez. Evlatlarınızı yargılamadan önce, kendinizin gençken yaptığınız hataları, şimdi yapmakta olduğunuz hataları hatırlayın ve ALLAH'ın size davrandığı gibi onlara DOSTÇA davranın. Şunu hiçbir zaman unutmayın ki; HATASIZLIK YALNIZ ALLAH'A MAHSUSTUR.

" Eşimizi öyle bir sevgi ile karşılayıp çocuklarımıza örnek olalım ki; eşimiz yanımıza geldiği zaman, en doğru insana kavuştuğunu şüphesizce hissetsin ve bu duygu ile mutlu olup huzur bulsun..

Tegabun suresi, ayet 14 : Eş ve çocuklarınızı affedin.

                         Sevgili genç kardeşlerim !

Yazımızın baş tarafında anne ve babaların evlatlarına nasıl davranmaları gerektiğini yazdık. Peki canlarım sizler büyüklerinize, küçüklerinize ve etrafınıza nasıl davranmalısınız.

 

Düşünün bir kere ALLAH'ım bizi yarattı ve ne yaparlarsa yapsınlar diye başı boş mu bıraktı. Hayır ! Bize Kitapları, Peygamberleri ve Veli kullarını yollayıp neleri yapıp neleri yapmamamız gerektiğini bildirdi. Hepimiz insan müsvettesi olarak geldik dünyaya, ne zaman ki ALLAH'ın istediği gibi yaşamaya, davranmaya başlarsak o zaman gerçek insan olur ve O'nun halifesi olma hakkını kazanırız. Hürriyet demek her istediğini yapmak demek değildir. Etrafta hep gençler " hangi çağda yaşıyoruz " diyorlar. Sevginin, saygının, ahlakın çağı, modası olmaz. Bütün bu sorularınızın cevabını KUR'AN'da bulacaksınız, KUR'AN bizler eziyet çekelim diye verilmemiştir ve bir yasaklar kitabı değildir. KUR'AN ALLAH'ın bizim nasıl davranmamızı istediğini bildirir ve bunları bu çağın gereklerine göre uygulamamızı öğretir. KUR'AN da fizik, kimya, astroloji ve diğer bütün bilimler ve ahiret ile ilgili ilimler bizim anlayacağımız gibi yazılmış, bunların aralarına dua'lar da konmuştur.

İbrahim suresi, ayet 4, Duhan 58, Fussilet 44, Zuhruf 3 ayetlerinde açıklandığı gibi herkes KİTAB'ını anladığı dilde okumalıdır.

Anne – babalarınız daima sizlerin iyiliğinizi isterler, bunu sizlerde anne – baba olduğunuzda anlayacaksınız. Sizlere yapmamanız gereken şeyleri söylediklerinde onları yapmayın çünkü onların senelerce biriken bir tecrübeleri var ve sizin şimdi geçtiğiniz yollardan onlar seneler önce geçtiler. İnsan şu üç evreyi muhakkak geçirir. Gençken " Ben ", biraz olgunlaştığında " Sen ", tam olgunlaştığında " Biz ". Gençken kişi her şeyi bildiğini ve her şeyi yapabileceğini zanneder, tecrübesiz olduğunu kabul etmez, halbuki insan öğrendikçe hiçbir şey bilmediğini anlar. Acılar ve tecrübeler insanları olgunlaştırır.      

" Annemizi öyle bir sevgiyle karşılayalım ki; Önce onda ALLAH'ımın yaratıcılık sıfatını görelim. Ona öyle bir sevgi, saygı ve hürmet gösterelim ki, bizi doğururken çektiği ağrıları unutturup, ağrıların yerini mutluluk ve muhabbet kaplasın ".

" Babamızı öyle bir saygı ve sevgi ile karşılayalım ki; Ömür boyu bizim ile gurur duysun ve bizden başka bir evlada imrenmesin ".

Sevgili gençler seneler geçtikten sonra kendinizden, çocuklarınızdan ve çevrenizden utanacağınız şeyleri yapmayın. Domates eken – patlıcan toplamaz. Yaptığımız her hareket – her düşünce ve niyetlerimiz melekler tarafından kaydedilmektedir. Aynen cep telefonunuzdan arkadaşınıza çektiğiniz mesajın, bağlı olduğunuz telefon şirketinin hafızasına kaydedildiği gibi. Bedenleriniz bu dünyada, RUH'unuz, öldükten sonra gerçek alemde yaptığınız hata ve günahlarınızın cezasını muhakkak ödeyecektir. Şimdi bu yazımızı okurken dünyadan gitme zamanınızın geldiğini ve azrail'in gelip sizi almayacağından emin olabilirmisiniz ? Yaptıklarınız olumsuz şeylerle kendinizi ve sizin gibi düşünenleri kandırabilirsiniz….ya ALLAH'ı kandırabileceğinizi umuyormusunuz? Yaptıklarınız size gösterildiğinde ALLAH'tan hiç utanmayacakmısınız ?

Bir çok gencin babasına "moruk " diye hitap ettiğini görüyoruz. Otobüslerde, parklarda, caddelerde ve piknik yerlerinde kalabalık olmasına aldırmadan gençler kucak kucağa olup çok çirkin bir şekilde öpüşüyorlar. Gençler size soruyorum ? Hangi Peygamber ve hangi Kitap bu edepsizliğin çağa uyduğunu ve yapılabileceğini yazıyor ? Size soruyorum anneler babalar ve insanlar ALLAH sizlere bu ayıba müsaade etmenizi ve müdahale etmeden seyretmenizi mi emrediyor ? Sizler bu ayıbı önlemediğiniz için ve gençler insanlığa yakışmayan bu edepsizlikleri yaptığınızdan dolayı hem bu dünyada hem de öldükten sonra gerçek dünyada hesaba çekilmeyeceğinizi mi zannediyorsunuz ?

Yazdıklarımızı kendimizden uydurmadığımızı ve her yazdığımızın doğru olduğunu anlamanız için lütfen aşağıda yazdığımız Surelerdeki Ayetleri düşünerek okuyun ve şunu bilin ki, hiçbir şey için geç kaldık demeyin, siz yaptığınız yanlışlardan dönün ve doğruyu yapmaya gayret edin, ALLAH'ım size her şeyi kolaylaştırıp yardım edecektir.

Nahl suresi,ayet 125, Ali İmran 104,110,114, Lukman 17, Tevbe 71, Maide 2,79,80.

           Anne – baba ve evlatlar her olayda önce şu üç soruyu kendinize sorunuz.

  • Acaba olaylara ben mi sebep oldum ?  * Hataları yumuşakça örttüm mü ? * Sorumluluktan kaçana sorumluluğunu yumuşakça hatırlattım mı ?.......................

 

Sevginiz, ALLAH'ın sizlerle kurduğu ağdır. Ne kadar çok severseniz, sizin RABB'inizle kurduğunuz bağdır. Asla şüpheye düşmeyin, RABB'inizle kurduğunuz dostluk adına taşmayınız.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol