EYNELLİ KÖYÜ
  ramazan ve oruc
 

RAMAZAN  ve  ORUÇ  

 

Can kardeşlerim,ramazan ayı geldiğinde oruç tutar yani sabahtan akşama kadar hiç bir şey içmez yemez bedenimizi aç tutar,akşam iftarda bütün gün yemediğimizin iki katı fazlasını yer  iftarımızı yapar ve ramazan sonunda bayramımızı kutlarız.Çoğumuza göre ramazan budur.Aceba ramazan ayı bundan ibaret midir ? yoksa bundan başka güzellikler mi gizlidir bu mübarek ayda ?.Ramazan yalnız bir ay mıdır ?  yoksa bir ömür yaşanması mı gerekir ? Bütün bu soruları inceledik ve gerçekleri sizlerle paylaşmayı uygun gördük.

Adem peygamberden son peygamber Hz.MUHAMMED efendimize kadar gelip geçen bütün peygamberlere namaz farz kılındığı gibi oruç da farz kılınmıştır.Ancak şekil ve vasfı bakımından farklı devreleri olmuştur.Bunun ile ilgili bazı ayetleri hatırlamamızda yarar vardır.

MERYEM suresi 31. ayeti :ALLAH Hz.İSA'ya namazı ve zekatı emretti.

TA – HA suresi 13 - 14. ayetleri ve YUNUS suresi 87.ayeti :Hz.MUSA'ya namaz kılmayı emretti.

HAC suresi 77 – 78. ayetleri :Her yaratılan MÜSLÜMAN'dır.Her din'e namazı emretti.

ALİ İMRAN suresi 57 ve MAİDE suresi 111. ayetleri :Hz.İSA'nın havarileri de Hz.İSA'ya müslüman olduklarını söylemişlerdir.

MÜSLÜMAN :Teslim olan – iman eden demektir.BAKARA suresi 285. ayeti lütfen okuyunuz.

                          HİRİSTİYANLIKTA ORUÇ : Hz.İSA  İNCİL'in ayetlerini halkına bildirmeden önce 40 gün çölde kalmış,burada her türlü zorluğa dayanmış hatta şeytan tarafından üç kere imtihana çekilmiş.Şeytan kendisine üç kere büyük dünya nimetleri teklif edip HAK yolundan ayrılıp kendisine tabi olmasını istemiş ama Hz.İSA bunları kabul etmeyip imtihanını kazanmış ve çölden döndükten sonra İNCİL'in ayetlerini halka anlatmaya başlamış.Hiristiyanlar bu kırk günü,cuma günleri et yemeyerek,son cuma günü ise bütün gün hiç bir şey yemeden ve içmeden oruç tutmaktadırlar.Bu kırk gün ramazanda olduğu gibi onlar da günlerini ibadetler ile geçirmektedirler.

                          MÜSEVİLERDE ORUÇ : Hz.MUSA kırk gün dağda kalıp halkının yanına döndüğünde " büyük af günü " olarak,akşam karardığında başlanıp ertesi gün akşama kadar  yirmi altı saat süren bir oruç tutarlar buna KİPUR denir.Bu oruç esnasında çalışmazlar da.

                        KUR'AN ramazan ayında KADİR gecesinde indirilmiştir.

Ramazan en az mümin olan kulu bile günah işlemekten uzak tutar,sevaplara alıştırır,bir aylık alışkanlık bir müddet sürer.Mühim olan bu güzel alışkanlıklarımızı hayatımızın her anında yaşamamızdır.(Oruçtan maksat açlık değil tokluktur.Tokluktan maksat yokluktur.Aç açı neden düşünür ? tokluğu özlediğinden.Nasıl aç yokluğu bilir,tok çokluğu ; onun için ikisi bir olamaz  Aç olacaksın ki açı bilesin,aç kalacaksın ki açı doyurasın.)

                         Ramuz – ul Ehadis tercümesinin 608.ci sayfası 6355 nolu hadisi : " ALLAH buyuruyor : Haramlardan kaçınarak azaları oruç tutmayan kimsenin benim için,yemesini içmesini bırakmasına ihtiyacım yok.”

                         Oruç nefis terbiyesi olup bizdeki olumsuz halleri düzeltebilmemiz için büyük bir fırsattır.Oruçta sükunet ve kemale ermek,olgunlaşmak,hata ve noksanlıklardan kurtulmak vardır.Orucu teslim olmak,kendini ALLAH'ın ellerine bırakmak olarak da düşünebiliriz. Oruç                                                                                                                                                                                                                                                            kendimize yönelmemizi ve kendimizi bilmemizi sağlar.

Orucu iki yönüyle ele almak gerekir.

Bedene olan faydası.

Ruhumuza olan faydaları.

 

 

 

Bir aylık oruç,ömür boyu yapmamız gereken orucun bir aylık eğitimidir( örneğidir ).Her sene tekrarlanmasının nedeni ise ; sene içinde unutup yapamadıklarımızın tekrar bize hatırlatılıp bir ay eğitiminin yaptırılmasıdır.Her günümüzü ramazan bilmek ve her an oruç halinde olmamız gerekir.Hiçbir olaya dış görünüşü ile bakmamak gerekir.Önemli olan dış görünüşünün arkasında gizli olan gerçeği arayıp bulmak ve o gerçeği yaşamaktır.Orucu şu dört yönüyle inceleyip yaşantımızda uygulamak bize bizi tanıtacak ve gerçeğin penceresini açacaktır inşallah.        

GÖZDE ORUÇ,  AĞIZDA ORUÇ,  KULAKTA ORUÇ,  DUYGULARIMIZDA ORUÇ

 

                         GÖZDE ORUÇ : Bu konu ile ilgili üç Sure'yi hatırlatmak istiyoruz

EL HİCR suresi.88.ayeti,EL ISRA suresi 36.ayeti,NUR suresi 30 – 31.ayetleri.

Gözümüzü ALLAH'ın bizden istediği şekilde kullanmamız bizim hayrımıza olacaktır   Gözümüzle haram olan şeylere bakmamaya gayret etmek bize huzur verecektir. Unutmayalım ki : gözler gönlümüzün penceresidir,anlayan kişiler için gözler konuşur ve gönlümüzde olanı anlatır.Bir kimsenin niyetini gözlerinden anlarsınız;bazı bakışlar bize huzur,bazı bakışlar bize kaygu ve huzursuzluk verir.Nazar değdi deriz,nazar nedir ? Kişinin olumsuz enerjisini düşünsel yolla veya gözleri vasıtasıyla karşısındaki kişiye iletmesidir.Demek oruç bir yönüyle bakışların terbiye edilmesidir.

                            AĞIZDA ORUÇ :Bu konuyla ilgili olarak MERYEM suresi 26.ayeti incelememiz yararlı olacaktır.Sözlerimiz yaydan çıkan ok'a benzer geri dönüşü yoktur onun için bir sözü söylerken üç düşünmeli bir söylemeliyiz.En çok dikkat etmemiz gereken husus ise hangi şartlarda olursa olsun kul gönlü kırmamak olmalıdır.Hele hele dedikodu hiç yapmamalıyız,daima olumsuzlukları örtücü olmalıyız.Bunun ile ilgili bir hadisi size iletelim.

" Bir kimse bir kimseyi yaptığı bir şeyden dolayı aşağılar,hakir görür,dedikodusunu yaparsa aynı şey başına gelmeden ölmeyecektir”.Şunu unutmayalım kişiyi değil,yapılan olayı yani davranışları yargılamamız ve bundan ibret almamız gerekir.Misal olarak : hırsızlık kötüdür, ama hırsızlığı yapan kişiye kötü diyemeyiz çünkü hırsızlığı hangi şartlarda yaptığını bilemeyiz.Dilimizi arının balı misali kullanmalıyız,iğnesi gibi sokucu acı veren şeklinde kullanmamalıyız.Bir sözü söylerken döver gibi değil,tatlılık ile karşımızdakini üzmeyecek şekilde ve daima gönlünü alacak şekilde söylememiz gerekir.Ne yaparsak yapalım,bize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkasına yapmayalım.ALLAH'ın bize davrandığı gibi  herkese,yarattığı her zerreye sevgi ve şefkat ile davranalım.Bunların yanında yüzdeyüz emin olmadığımız bilgileri söylememek ve karşımızdaki kişileri yanlışa yöneltmememiz gerekir.Dilimizi karşımızdaki kişilere beddua etmek,kötülemek,kırmak için değil ; karşımızdaki kişilere ALLAH'tan rahmet dilemek,gönlünü almak,sıkıntısını gidermek ve yardımcı olmak için kullanmalıyız.Her akla geleni dile vermemek aynı zamanda sır saklamayı da bilmemiz gerekir.Ağızda orucu tarif ederken hep dilimizi yumuşak kullanmayı tarif ettik bir önemli konu da helal lokma yemek ve haramlardan uzak durmaktır.                    

                           KULAKTA ORUÇ :Kulağımızı bizi günaha sokacak olan şeyleri duymamaya alıştırmak gerekir.Kulağımızı bize bizi bulduracak,bizi gerçek insan yapacak İLİM ve BİLİM'e açmalıyız.MAİDE suresi 41 – 42.ayetleri,HİCİR suresi 18.ayeti,EŞ ŞUARA suresi 223.ayeti,EL MÜLK suresi 10.ayeti ve Ramuz ul Ehadis kitabının 69 nolu hadisi bu yazdıklarımızı tasdikliyor.

                            DUYGULARIMIZDA ORUÇ :En önemli oruç burada başlar,dışarıda yaptıklarımız duygularımızın dışa yansımasıdır.İçteki savaşı kazanmadan dıştaki savaşı kazanma şansımız yoktur.İlk evvela kendimiz ile barışık olalım ki,dışarısı ile de barışık kalabilelim.Her işi sevgi,barış,güven ve merhamet ile yapmaya gayret eder,yıkıcı değil yapıcı olursak,olumsuz bir olayda önce kendimizi yargılarsak,işleri zorlaştırmaz kolaylaştırırsak,her işimizi nefret ettirmeden sevdirerek yaparsak daima içimizdeki savaşı kazanmış olacağız.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol