EYNELLİ KÖYÜ
  goc etmek(olum)
 

G Ö Ç   E T M E K  (  Ö L Ü M  )

 

Son zamanlarda ahirete ( mana alemine  ) olan inançsızlık ve göç ettikten sonra yaşamın olmadığına , her şeyin bu dünyada olup bittiğine dair konuşmalar o kadar çok oluyor ki , insanın bu sözleri söyleyen kişiler için üzülmemesi mümkün değil .Halbuki ALLAH'ımın bize kılavuz olarak yolladığı dört kitabdan hangisini okusalar,orada bunun böyle olmadığını ve dünyanın bir imtihan yeri olup,geçici olduğunu,asıl yaşamın göç ettikten ( öldükten ) sonra başladığını okuyacaklardır.Çoğu kişi "öbür dünyadan gelen mi var ?oranın olduğunu bilelim” veyahut " öbür dünyayı gören mi var ? " diye söylüyorlar. Evet mana alemini gören Veli kullar var,ama bu kişiler kendilerini belli etmezler.ALLAH'ımın bana büyük lütfu olarak böyle veli kullarla tanıştım ve kendilerinden çok şey öğrendim,hala da öğrenmekteyim.

                         Kalabalık ve sessiz bir ortamda gözlerinizi kapatın,etrafınızda hiçbir şey görmeyeceksiniz,peki o esnada etrafınızdakileri görmediğiniz için onları yok mu sayacaksınız  tekrar gözlerinizi açtığınızda etrafınızda olanları göreceksiniz.Öyleyse şu dünya hırsını bırakır biraz kendinizi tanımaya yönelirseniz ve ALLAH'ımın bizden ne istediğini öğrenip onları yerine getirmeye başladığınızda,yavaş yavaş sizdeki değişiklikleri sezinlemeye başlayacaksınız.Bir gün gönül gözünüz açıldığında hayretler içinde mana alemini seyretmeye başlayacaksınız.Evvela niyet edin sonra gayret edin,hazmede hazmede,basamak basamak her şey gerçekleşecek.

                          Size kesinlikle ölüm yok diyorum,bir yerden başka bir yere göç etmek vardır.

Ana rahminde iken size dünyayı anlatsalar görmediğiniz için gelmek istemezdiniz,peki dünya yok muydu ? Doğdunuz ve dünyayı gördünüz.Hadi dönün şimdi ana rahmine…..dönmek ister misiniz ? buna ihtiyacınız var mı ?

Yaşarken biri ile aranız bozulur onu kalbinizden atar ve düşüncenizde öldürürsünüz,oysa ki kişi yaşıyordur amma siz kalbinizde onu öldürmüşsünüzdür.Ölüm bir şeyin yok olmasıdır.

Hiçbir şey yoktan var olmadı,yok olmayacaktır da.Vazifesini bitiren aslına dönecektir.

Eğer ALLAH ölürse biz de ölürüz,ALLAH hiçbir zaman ölmeyeceği için biz de hiçbir zaman ölmeyeceğiz ve yok olmayacağız çünkü biz O'nun bir parçasıyız ve O'nun ile TEK bir bedeniz.

Bakara Suresi , Ayet 28  :Nasıl oluyor da ALLAH'ı inkar ediyorsunuz ? Siz cansızlardınız.

O size hayat verdi.Sonra sizi ölüme kavuşturacak , sonra yine diriltecek , sonra O'na döneceksiniz.( O.Nebioğlu )

Göç etmek ile ilgili birkaç tane daha sure : Bakara suresi : 259 , 260 . Ali İmran : 106 , 107 .

En'am : 30 , 36 , 94 . İsra :50 , 51 , 52 . Kehf : 21 .

 

                                                           İ  N  S  A  N

İnsanı Beden , Can ve Ruh olarak inceleyelim ki , insanın ne olduğunu öğrenelim .

İNSANDA  BEDEN : İnsan , hayvan ve bitkideki beden ( yani vücut ),bilindiği gibi dünyamızdaki basit elementlerden olmuş olan hücreler yığınıdır. Nedir bu dört element : Hidrojen , oksijen , karbon ve azot . Söz gelişi insanlardaki renk renk alımlı saçların , ışıl ışıl manalı gözlerin , mis kokulu ciltlerin temelinde , hep o maddelerin şu ya da bu şekildeki aldatıcı görüntüleri vardır.

ALLAH'ın " OL " emri üzerine gelişen OLUŞ ve GÖRÜNÜRLÜK , ilk başta " tek ve bir " yalınlıkta iken , o BİR'den çokluğa dönüştürüldü yaratılışta : Bir iken, HİDROJEN ; iki iken , helyum ; üç iken ,lityum…..altı iken , karbon ………doksan iki iken , uranyum….

Yıldızlar , yeryüzü , bitki , hayvan ve insan.

                         ( Her beden bir kinattır. Beden kafestir , RUH nefestir. RUH , bedende tekamül etmez. YARATAN " OL " dedi , çamurda EL”ini kardı. Sanılmasın , toprak ile suyun karımı ! …ALLAH'ımın NUR'u ile ZATI ile SIFATI….)                                                ( ALLAH'ım bedeni bir plan dahilinde yaratır.Bedenin dahi sahibi , sen değilsin. Kulluğunu bilmen için : bedenini görmen , onu öğrenmen gerekir.Kendinde ALLAH'ı duyduğun an , bedenden sıyrıldığın andır. Kendini YÜCE'ye karşı küçülmüş gören , bedenin ağırlığından sıyrılandır ). 

İNSANDA  CAN : Yaşayanlardaki beden , temelde böyle hantal ve hareketsiz maddeler yığını iken , ona YAŞAMA gücünü veren , onu dirilten şey ise ,CAN'dır. Can , ALLAH'ın HAY / dirilik özelliği – sıfatıdır ; yani , her bedendeki beslenme , solunum ,dolaşım , üreme ve hareket olgularını sağlayabilen akımsal bir güçtür can.Örnek verelim , fişi elektriğe takılmamış televizyon veya radyo ; kendisinde görüntü ve sesi verecek donanım olduğu halde faaliyet gösteremez , elektriğe bağlandığında ses , renk ve hareket oluşması gibidir canlılık.                         

                             ( Beraberliği , beden kafesler. Yoksa , ayrılık hiçbir zaman olmaz ! Bedenin verdiği , RUH'un imtihan kapısı açtığıdır. Can – bedeni , RUH – canı ikaz eder durur ; kainata döndürür , ALLAH'ını buldurur ).

    ( DOĞUŞTA ALDIĞIN , ÖLÜŞTE VERDİĞİNDİR CAN. RUH'UNU VERMEZSİN )

 

İNSANDA RUH : Beden ve can , bitkilerle hayvanlara – geçici de olsa – hayat denilen olağanüstülüğü verirken , insana bu ikisi de yetmez !......Ona  ikisinden daha önemli , bu ikisini de etkilemeye ve yönlendirmeye çalışan , zeka ve ölümsüzlük yüklü özel bir enerji daha verilmiştir YARATAN tarafından : RUH……..

RUH nedir ?

Her insanın içindeki Tanrısal nefes !....O TEK YARATAN'ın bizzat kendisinden                            ( ZATI'ndan ) bir parça olan ölümsüz " dalgacık " enerjisi……..

Dünyaya gelmiş ve gelecek olan tüm RUH'lar , tek kese içindeki sayısız balık yumurtası benzeridir : yani görünüşte milyarlarca parçacık ama , özde ise o kese gibi TEK……..

Bir benzetme daha yapılırsa ; her ayrı ayrı görünen maddeleri bir araya yığıp yaktığımızda , nasıl ki tek alev olur / oluşursa , ruhların birleşimi de öyledir işte : görünüşte birçok insan ruhu , ama asılda , alev gibi TEK olan ilahi ÖZ.

Beden ve can , YARATAN'ın maddeleşmiş halidir ; RUH ise , ondan içeri nur hali / beyaz  ışık hali……..

Mutlu musun dünyada ? öyle ise beden , can ve ruhun tam olarak uyum içindedir. Mutsuz musun ? Anlamsız dünya , anlamsız hayat mı diyorsun ? öyle ise ruhun ile bedenin savaştadır senin.(  Bilgi RUH'tadır , beyinde değil. Beyin alıcı istasyon. Her şey RUH'ta toplanır : alıcı ve bedene maledici.RUH'tan alır beyin.RUH olmaya değil bulmaya gelir.Neyi bulmaya ?....

Aslını . RUH , zihinlerin anlayamayacağı , idraklerin kaldıramayacağı birtakım SIFATLARA sahiptir. RUH , cihet ve mekandan münezzehtir. Kendisinde , bütün ilimleri bilmek ve onlara vakıf olmak gücü mevcuttur.

RUHUN  SIFATLARI      :

HAY  : Daim diri , ALİM   : Bilen , KADİR  : Kudretli  , MURİD  : İrade sahibi  ,

SEMİ  : İşiten  , BASİR  : Gören  ,  MÜTEKELLİM  : Konuşan.

Yukarıda gösterilen SIFATLAR , ALLAH'IN SIFATLARIDIR.)

RUH hiçbir zaman gurbette değildir,her an aramızdadır.Hem göç etmiş bir kişinin Ruhu , hem fani ola bizlerin Ruhu hep birliktedir.Bunu fark eden ve gören kulları olduğu gibi , hiç fark etmeyen ve bunun böyle olduğunu bilmeyen kulları da vardır.Gurbet madde olan alemdedir ve bedende ayrılık olur. Bir yere gittiğimizde kişilerden bedenen uzaklaşırız işte ayrılık bedendedir.Yoksa Ruhumuz her an kainattadır.Bir kişinin göçmesi , bedenden uzaklaşmasıdır

Ruhlar , daima beraberdir. Bizim ölçemeyeceğimiz kısa fasılalarla Ruhumuz mana alemindeki

Ruhlarla beraber olur ve bedene döner yani anda mana aleminde anda bedende oluruz.Bedene girdiğimiz an perdeleniriz yani bu yolculuğumuzu hatırlamayız.

 

 

                                                                    2

Nahl Suresi , Ayet 38 , 39 : Yeminlerinin tüm gücüyle , " ALLAH ölen kimseyi diriltmez " diye ALLAH'a yemin ettiler. Hayır , öyle değil . Öleni diriltmek O'nun üzerinde hak bir vattır,fakat insanların çokları bilmezler.Diriltecek ki , onlara ihtilafa düştükleri şeyi açık seçik göstersin ve küfre sapanlar kendilerinin yalancılar olduğunu bilsinler. ( Y.N.Öztürk )

GÖÇ ( ölüm ) ve VARIŞ  :

Göç etmenin doğuş olduğunu bilsek , buna feveran etmez etrafı rahatsız edecek şekilde ağlamaz , çığlıklar atmazdık.

RUH ile beden arasında bulunan bağ , göç ( ölüm ) anında , meleklerin en güzellerinden

Azrail yardımıyla kesilir.Bu güne kadar hep anlatılan Azrail'in çok korkunç olduğu ve onu görenin çok korkacağıdır.Halbuki Azrail o kadar güzeldir ki , göç esnasında onu gören kulun kalbine büyük bir huzur ve sevinç dolar , bir an önce YARATAN'ına kavuşmak ister. Göç etmişlerin yüzlerine bakın hep gülümserler. ( Her kulun GÖNÜL DALGASINDA olan bütün Ruhlar,sevinç ile gelir , geleni karşılar.Nasıl ki dünyada can , canan ile oluşur , göçte de öyledir : göçene , yardımcısı gelir , yardıma elini verir , eğite eğite götürür ).Hepimiz biliyoruz ki dünyada bizi koruyan , eğiten ve bize yardım eden bizden sorumlu hami varlığımız / ulumuz /koruyucu meleğimiz vardır. Göç esnasında bizi karşılar ve bizi eğiterek dünyada kazandığımız / hak ettiğimiz mertebemize ( mana alemindeki yerimize ) götürür.

Göçte götürdüğümüz , dünyada iken yaptığımız hayırlar ve olumsuzluklardır. Her varolan , doğar , yaşar ve göçer :göçtüğümüz an gideceğimiz yer , dünya günümüzde ALLAH'ın bize yap dediklerini ne kadar çok yapmaya gayret ettiysek ve yapma dediklerini de ne kadar çok yapmamaya gayret ettiysek , kısacası ALLAH'a  ne kadar layık olduysak , göçümüzde ALLAH'a o kadar yakın olacağız.

                     Bu dünyada iken her halimiz ile imtihandayız. Hepimizin imtihanı ayrı yöndendir. Dünyayı : yiyelim , içelim , gezelim diye yaşamaya çalışırsak ziyanda oluruz.Şunu düşünelim dünyaya niye geldik , ne yapmamız lazım ve neyi bulmamız lazım. Dünyada kendimizi bilmeye ve ALLAH'ı bulmaya gayret etmemiz lazım.Şunu bilelim ki ,yaşam göç'te başlar , dünyada imtihanımızı verip esas yaşamımızdaki yerimizi kazanmamız gerekir.Bizler göçte dilediğimiz yere değil ,dünyada iken hak ettiğimiz yere varırız. Dilemek niyettir , hak etmek emektir. Eğer göçümüzde hemen ALLAH'a varmak istiyorsak bu niyetimizi emek vererek hak etmemiz gerekir. Benim kalbim temiz deyip ALLAH'ın bizden istediklerini bilmez ve onları yerine getirmezsek , ALLAH'a varmamız da zaman alır.

( Mertebeye nasıl varılır ? Sabırla,saygıyla,merhametle,şefkatle,misafir sevme ile,kul gönlü alma ile,kulun hatasını yüzüne vurmamakla,kendinden fazla başkasını düşünmekle.ALLAH'tan geleni bilmekle,kanaat etmekle,Uluları bilmekle ve ALLAH'ı sevmekle ).

( Aşk kulun dünyadaki en son mertebesidir.Kendini ALLAH'a adayan,” kuluna hizmet olsun " diyen her kul,- ister hiristiyan , ister budist olsun – mertebesini alır ).

( Her kul vardıkta , ALLAH'ımı idrak ettikte , sadece O'nun adını anar.Sanılmasın şaşar !

" ADIN ile geldim , SENİ buldum , şükür ALLAH'ım ! " der ).

( Ruhun bedenden irtibatı kesildiği için , etrafı kalabalık olur. Nasıl ki bir gemi limana yanaştığı zaman meraklı çok olur , nasıl ki meydanda sis her tarafı sarar , kulun da Ruhu öyledir.Beden dünya malıdır , RUH ALLAH'ımdandır. Ölüm , Ruhun bedenden ayrılmasıyla

" ölüm !..” dersiniz , sözü kapatırsınız ,” ölüm yok !..” derim size ! ) Göç vardır , aslına dönüş vardır. SEVGİLİYE kavuşmak vardır.     

GÖÇ EDENİN 3 , 7 , 40 , 52 si NEDİR  ?

Üç gün alışana ; alışan göçe alışır. Yedi gün , çalışana ; çalışan , yediye hazır olur. Kırk gün uyuşana. Elli iki gün , karışana verilir. Kırk , elli iki ; hazırlığın son safhasıdır ve yerini buluştur.Yerinden maksat : makamıdır.ALLAH'ımın bizden istediklerini yapan kişiler , göçte anda yerini bulurlar.

                                                                   3

Yerini orada ( ahirette ) değil , elbet burada ( dünyada ) oluşturur ( kazanır ). ALLAH'ın emirlerine uymayan , hiçbir şeyi beyenmeyen , dünyada herkese her şeye kusur bulan , kötülük yapan : kendinde olana uymayandır.( Öyle oldukta göçte yerini aramaz mı ?                            " Neredeyim ..” demez mi ? Ta ki kendine , kendi ÖZ'üne varana kadar…Kendi ÖZ'ü ; üç günde , yedi günde , kırk günde , en geç elli iki günde bulur, o anda " Yerimdir !..” der.

Cennet – cehennem oraya varışa kadardır ,orada barışa kadardır.” Orada küslük var mı ? ", elbet yok ! Geçmiş ile ÖZ'ün hesabı oluşur.”Hesap nedir ? " : kulun muhasebesi kendi ÖZ'ü ile olur , nasıl ki ÖZ'ü ile bulur.ALLAH'ım , ÖZ'ümüzü – sözümüze küstürmesin ! ÖZ'ün verdiğine söz uymazsa , ikisinin muhasebesi kulun cehennemidir.( ÖZ :RUH'umuz , SÖZ : NEFİS , yani bedenimiz ). ÖZ'ümüz , sözümüz BİR olsun ! denilen , odur ! 

GÖÇ EDENİN ARKASINDAN EDİLEN DUALAR :

( Göçte kiminin bekleyiş müddeti vardır. Kimi anında yerini alır. Onun için denir : her göçenin arkasından niyaz ediniz , hatalarını affediniz ! çünkü , hiçbir gezegen , başka gezegende olanın bağlantısı ile göçeni almaz . Her kulun gönül dalgasında olan bütün Ruhlar sevinç ile gelir , geleni karşılar. Onun için dualar edilir , ölenin yanında . Her kulun ULU'su başına gelir , duasını ona verir ).

Emir gelmeden hiç birimiz göç edemeyiz. Göç etmeyi erkene almak veya geciktirmek elimizde değildir.Göç'ün ALLAH'a varmak olduğunu bilen kişi , değil geciktirmek  bir an önce varmayı diler. Yalnız , dualarınızı yarın ölecek gibi edin , tövbelerinizi sona bırakmayın.

( Gidene / göç edene / duacı olanlar, YASİN okuyup – üfleyenler, başında el açanlar : elleri boş dönmedi. Ay'a yayan gidilmez , göç duasız varılmaz. Alanlar – verenler, helal suyu içenler, ettikleri dualar kadar sevaba sahip olurlar ). Biz bir bütün olduğumuza göre, her dua edişimizde kendi zerrelerimize de dua etmiş oluyoruz bunu bilelim. Rüzgar nasıl ki bulutları sürüklüyorsa dualarımız da göç etmiş kişilerin ALLAH'a varmalarına yardımcı oluyor.

Şunu düşünelim : ölmüş bir kişinin arkasından yapılan " Hatim, mevlüt, TEVHİT tesbihi…” gibi törenlerin, onun Ruhu üzerinde etkisi ne olur ?

( Dost sevgi ile beslenir, her niyazda Dost bahçesi süslenir. Geleni sevgin ile beslersin : gidende ( göç edeni ) anmak az mıdır, vereceğin söz müdür ? Niyazlar HAK ADI'na edilir, her andığına noksansız iletilir.Nasıl ki susayana su verirsin, niyaz bekleyenleri öyle beslersin.

Elbet Ruhlarını aydınlattığını görürler, hep birden gelirler, nasiplerini alırlar.Küçük – büyük denilmeden, azı – çoğu yenilmeden, söze – sözün katılmadan ; umar ve alırlar,elbet huzura varırlar.Varanın / göç edenin / dünyadan dileği YASİN'dir. Düşünme :” Dünyayı kırdım mı, hoşnut ettim mi ?...” Oraya varan : dünyayı fistan gibi çıkarır, olduğu yerde bırakır, senin üzüntün  sana kalır. Dualarınız : evvela PEYGAMBER'imize , sonra cümlesine, sonra ULU'na…)  

Z E R R E   :

( Göçte kaybolmazsın, kalbolursun ,her zerrede , dünyada iken verdiğini bulursun ; işte o zerreler, sana hizmettedir ! " İyiyi götürün !..” dediğimiz, odur ! Her iyilik, zerreler halinde kainata yayılır, göç anında gelir seni bulur ve dilenen yere yükseltir.RUH, gittiği konutta, zerrelerin kendisine gelmesini bekliyor, zerreler kendisine geldikte, o konuttaki şartlara göre, Ruh'a yeni bir yer veriliyor.Onun için her göç etmiş kişinin arkasından iyi konuşun ve hakkınızı helal ediniz.Göç eden hayırla anıldıkça, zerreler buhar misali yükselirler.Her zaman, cümle ölmüşlere, yerde kalmışlara dua ediniz.Binbir ana zerre vardır her kulunda ; dağılmadan tutar, sevgiyi birbirine katar.Ruhun nüfuz edebildiği, devamlı irtibatta olduğu zerreler sayısı kadar kuluna kapı açar.ALLAH'ına varan, dünyadan göçen ; anıldığı, arandığı yere gelir, her olaya şahit olur.Olaylara üzüntüleri, şöyle olur ;dünya derdine kapılıp ahireti unutan yakınlarına üzülürler ).                                                               

                    

                                          

                                                         4

Göç etmiş bir kişiyi anın ve çağırın yanınıza geldiğini size işaretlerle bildirir, bu işaretlerden bir kaçını bildirelim.

Ansızın başın ağrıması , göz seğirmesi , kulak çınlaması , kolun uyuşması , bulunduğunuz ortamdaki eşyalardan ses gelmesi hep bunlar birer işarettir.Bazen siz çağırmadan da bu işaretleri alırsınız, bu gönül yapınıza yakın bir veya birkaç Ruhun size gelip dua istemeleridir.Bu işaretleri alanlar hemen bir fatiha okusunlar.Unutmayın bugün sizden dua bekliyorlar, yarın göç ettiğinizde sizin de beklediğiniz dua olacaktır. Perşembe kulların imtihan günüdür , muhakkak alışkanlık haline getirip her Perşembe gecesi bir YASİN okuyun.Okuduğunuzda siz kendinize de okuyorsunuz , kainat bir bütündür , siz de bu bütünün bir zerresisiniz . Cuma haricinde olan günlerde siz andığınızda yanınızda olurlar , cuma günü ise bütün Ruhlar anılsa anılmasa dünyadaki yakınlarının yanındadırlar.

Bu satırları okuduğunuzda lütfen kendinize dönün ve kendinizi aramaya başlayın , zaman içinde kendinizin bu bedenden ibaret olmadığınızı anlayacaksınız.Yazdıklarımızı deneyin , ALLAH'ın emirlerine uydukça yazdıklarımızı ve daha çoklarını sizler de yaşamaya başlayacaksınız.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol